Elektriklenme
Çeşitli sebeplerle maddenin yüksüz konumdan yüklü konuma geçmesi olayına elektriklenme denir . Elektriklenme sonucunda itme ve çekme olayları gerçekleşir . Pozitif yükler asla hareket etmezler . Negatif yüklerin geçişi olur .
* Aynı işaretler birbirine iter .
* Zıt işaretli yükler birbirini çeker .
ELEKTRİKLENME ÇEŞİTLERİ
1 – SÜRTÜNME İLE ELEKTRİKLENME
2 – DOKUNMA ( TEMAS ) İLE ELEKTRİKLENME
3 – ETKİ ( TESİR ) İLE ELEKTRİKLENME
Ay: Aralık 2020
Elektrik Yükleri
Madde , atomlardan meydana gelir . Bir atomda pozitif ve negatif olmak üzere iki çeşit yük bulunur . Bu yüklerin sayılarına göre cisimler adlandırılır .
Elektrik yükleri Pozitif yüklü cisim , Negatif yüklü cisim ve Nötr cisim olmak üzere 3 gruba ayrılır .
1- Pozitif Yüklü Cisim
Pozitif yükleri negatif yüklerinden fazla olan cisimlere pozitif yüklü cisimler denir .
P > N
2- NEGATİF YÜKLÜ CİSİM
Negatif yükleri pozitif yüklerinden fazla olan cisimlere negatif yüklü cisimler denir .
N > P
3 – NÖTR CİSİM
Pozitif yükleri ile negatif yükleri birbirine eşit olan cisimlere nötr cisimler denir .
P = N
Öklid asal sayı nedir?
2’den başlamak şartıile küçükten büyüğe doğru sıra atlamadan yazılan herhangi bir miktardaki asal sayıların çarpımına 1 eklenirse bulunan sonuca öklid asal sayı denir.
Örnekler;
2’den 5’e kadar olan asal sayıların çarpımına 1 ekleyelim 2*3*5+1=31
2’den 7’ye kadar asal sayıların çarpımına 1 ekleyelim 2*3*5*7+1= 211
Üçsel sayı nedir?
Bir n doğal sayısının 9 katı, her bir basamağında 3 rakamı bulunan bir sayıya eşitse n sayısına üçsel sayı denir.
En küçük üçsel sayı; 333/9 = 37’dir.
Madde Döngülerinin Önemi
Madde döngülerinde ki değişiklikler bütün doğal dengenin bozulmasına neden olabilir . Çöl ikliminde suyun az olması canlı yaşamını ve çeşitliliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşadığımız bölgedeki suyun zamanla azalması da tarımsal ürünlerin verimliliğini azaltır ve canlıları olumsuz yönde etkiler .
Günümüzde sanayileşmenin etkisi , yeşil alanların azalması gibi nedenlerle karbon ve oksijen döngüsünde olumsuzluklar oluşmaktadır . Bu nedenle havadaki karbondioksit gazının oranında artış gözlenmektedir .
Karbondioksit , metan gibi gazların atmosferdeki oranı artınca buna bağlı olarak sera etkisi ve küresel ısınma meydana gelir .
Sera Etkisi
Dünya’ya ulaşan güneş ışınların , yeryüzünden yansıdıktan sonra havada bulunan karbondioksit ve metan gibi gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi adı verilir .
Küresel Isınma
Sera etkisi yapan gazların dünya yüzeyinin sıcaklığını arttırması olayına küresel ısınma adı verilir .
Madde Döngüleri
Üretilen ve tüketilen bazı maddelerin dünya üzerindeki miktarı hiç değişmez . Canlı yaşamı için büyük önem taşıyan su , oksijen , azot , karbon gibi maddeler canlı ve cansız çevre içinde dolaşım halindedir . Bu maddelerin düzenli bir biçimde yapmış oldukları dolaşıma madde döngüsü adı verilir .
1 – Su döngüsü
Canlıların yapısında ki su terleme yoluyla , havaya karışır . Ayrıca yeryüzünde bulunan sular buharlaşma sonucunda , havaya karışır . Havaya su buharı şeklinde karışan sular yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne yağış olarak inerek yeraltı ve yer üstü sularına karışırlar .
2 – Oksijen Döngüsü
Tüketici canlılar solunum yaparak havada bulunan oksijeni alır ve geriye karbondioksit salınımı yaparlar . Üretici canlılarda fotosentez yaparak , tüketici canlılardan açığa çıkan karbondioksidi alır ve geriye oksijen salınımı yaparlar .
3 – azot döngüsü
Canlıların ve canlı atıklarının yapısında ki azotlu bileşikler azot ayrıştırıcı bakteriler tarafından azot gazına dönüştürülerek havaya verilir . Havada ki serbest azot , şimşekler ve yıldırımlar sonucu azotlu bileşikler olarak toprağa oradan da canlıların yapısına geçer . Canlıların yapısına geçen azot belirli yollarla yeniden toprağa geçer .
4 – karbon döngüsü
Fosil yakıtlar enerji üretiminde kullanılır . Fosil yakıtların yanması sonucunda havaya karbon içeren gazlar verilir . Bunlarında dışında ayrıştırıcılar ve tüketiciler havaya karbon salınımı yaparlar . Bitkilerde havada bulunan bu karbondioksidi alarak besin üretirler . Bu besinler yeniden canlıların yapısına katılırlar .
ATP Molekülü Nedir ?
Yaşamsal faaliyetlerimiz için gerekli olan enerji solunumda açığa çıkar . Açığa çıkan bu enerji ATP (adenozin trifosfat) molekülünde saklanır . Bir ATP molekülünde üç tane fosfat molekülü vardır . Bu fosfat moleküllerinin arasındaki bağların kopmasıyla enerji açığa çıkar .
ATP enerjisini beslenirken , konuşurken , hareket ederken ve buna benzer faaliyetler yaparken kullanırız .
Bitkiler ise büyüme , besin maddelerini farklı organlara gönderme , ışığa yönelme gibi faaliyetlerinde ATP enerjisini kullanırlar .
Solunum Nedir ?
Canlıların , oksijen kullanarak veya oksijen kullanmadan besin maddelerinden enerji elde etmesine solunum denir . Solunum , hücre içinde glikozun parçalanması ve bunun sonucunda genellikle karbondioksit ve su ile birlikte enerjinin açığa çıkması olayıdır .
Glikoz + Oksijen = Karbondioksit + Su + Enerji
Bütün canlılar yaşamsal faaliyetleri için gerekli enerjiyi solunum yaparak karşılar .
Solunum oksijenli ve oksijensiz olmak üzere iki türlü gerçekleşir .
1 – Oksijenli solunum
Canlıların oksijen kullanarak enerji elde etmesine oksijenli solunum denir . Oksijenli solunumunda besinler mitokondri organelinde parçalanır .
Oksijenli solunum fotosentez olayının tersidir .
2 – Oksijensiz solunum
Bazı canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli enerjiyi oksijen kullanmadan sağlayabilir . Birçok bakteri , maya mantarları , bazı bir hücreli canlılar oksijensiz solunum yapar . Hayvan hücreleri de gerekli olduğu zaman bir süre oksijensiz solunum yapabilir .
Oksijensiz solunum hücrelerde sitoplazmada gerçekleşir .
İnsanlar ve bazı hayvanlar ağır bir çalışmaya maruz kaldıklarında ya da egzersiz yaptıklarında , hücreleri hızlı ve çok miktarda enerji tüketir . Bu enerjiyi üretmek için de kaslardaki mitokondriler oksijen varlığında glikozu kaslar için enerji sağlayan ATP’ye dönüştürür . Kalp ve akciğerlerimizin kaslara sağladığı oksijen yetersiz kalırsa , ortaya çıkan enerji açığını kapamak için glikoz oksijen ile birleşmeden parçalanır . Bu sırada karbondioksit ve çok fazla enerji açığa çıkmaz . Ancak az üretilen bu enerji , enerji açığını kapatmada etkilidir .
Oksijensiz solunum sonucunda kaslarda yorgunluk asidi birikir . Yeterli oksijene ulaşıldığında kaslarda tekrar oksijenli solunum gerçekleşir .
Mayalanma ve fermantasyon olayları oksijensiz solunum ile gerçekleşen olaylardır .
Fotosentez Hızını Etkileyen Kalıtsal Faktörler
1 – Kloroplast Sayısı
Fotosentez , kloroplastlarda gerçekleşir . Yapraktaki kloroplast ve klorofil miktarı arttıkça fotosentez hızı da artar .
* Koyu yeşil yapraklı bitkilerde kloroplast miktarı fazladır .
* Yaprakta fotosentezin en yoğun gerçekleştiği bölüm kloroplast ve klorofil miktarı en fazla olan palizat parankimasıdır .
2 – Yaprak yapısı ve sayısı
Bitkideki yaprakların yüzey genişliği ve sayısı arttıkça fotosentez hızı da artar .
* Ayrıca yaprak konumu da fotosentez hızını etkiler . Aynı bitkinin doğrudan ışık alabilen yaprakları , ışığı tam alamayan alt kısımdaki yapraklara oranla daha hızlı fotosentez yapar .
3 – Stoma sayısı , konumu ve büyüklüğü
Stoma yaprakta gaz alışverişini sağlar . Stoma sayısı ne kadar fazla olursa bitki CO2 den daha çok faydalanır . Bu durum da fotosentez hızını olumlu yönde etkiler . Ayrıca stomaların yapısı , büyüklüğü ve dağılışı da fotosentez hızı üzerinde etkilidir . Stomalar yüzeye yaklaştıkça gaz difüzyonu kolaylaşacağı için fotosentez hızını arttıracaktır . Nemli ortam bitkileri böyledir .
4 – Epidermis ve kutikula kalınlığı
Yaprakların yüzeyini örten , epidermis hücreleri tarafından salgılanan mumsu tabakaya kutikula adı verilir .
* Epidermis ve kutikula kalınlaştıkça güneş ışığını daha az geçireceğinden fotosentez hızı yavaşlar .
* Kurak ortam bitkilerinde yaprak yüzeyi dar , stoma sayısı az ve kutikula tabakası kalındır .
5 – Enzim miktarı
Fotosentezde özellikle ışığa bağımlı olmayan tepkimelerinde pek çok enzim görev yapmaktadır . Fotosentez enzimleri ne kadar fazla ise fotosentez de o derece hızlı gerçekleşir .
Fotosentez Hızını Etkileyen Çevresel Faktörler
1 – Işık şiddeti
Bitkiler ışıksız ortamda fotosentez yapamaz . Işık , fotosentez için kullanılacak enerjinin sentezlenmesinde kullanılır . Işık şiddeti arttıkça fotosentez hızı belirli bir seviyeye kadar artar ve sonra sabit kalır .
2 – Su miktarı
Fotosentezde kullanılan su , atmosfer için oksijen kaynağı olur . Fotosentezde kullanılan CO2 bitkiye gözeneklerden girer . Gözeneklerin açılması da bitkideki su oranına bağlıdır . Ayrıca fotosentez enzimlerinin çalışması için su oranının belirli bir değerde olması gerekir . Bitkide su miktarı %15’in altına düşerse enzimler çalışmayacağı için fotosentez durur .
3 – SICAKLIK
Sıcaklık artışı tepkimelerin hızını artırır ve belirli bir noktadan sonra ise bu artış tepkimeleri durdurabilir . Fotosentezin ideal sıcaklık (optimum sıcaklık) derecesi 25-35°C arasıdır . 35°C‘un üstüne çıktığında genellikle enzim yapısı bozulacağından fotosentez hızı düşer ve durur .
4 – Işığın dalga boyu
Fotosentez görünür ışıkta gerçekleşir . Canlıların fotosentez yapabilmesi için öncelikle ışığın soğrulması gerekir . Klorofil mor , mavi ve kırmızı dalga boylarındaki ışığı en iyi soğurduğu için fotosentez bu dalga boylarında daha hızlıdır . Fotosentez hızının en düşük olduğu dalga boyu ise klorofil tarafından yansıtılan yeşil renge karşılık gelmektedir .
5 – Karbondioksit miktarı
CO2 , fotosentezin başlaması için gereklidir . CO2 miktarı arttığında fotosentez hızı belirli bir değere kadar artar . Sonra da sabit kalır . Kalsiyum hidroksit Ca(OH)2 veya potasyum hidroksit (KOH) , Na(OH) , Ba(OH)2 gibi CO2 tutucu bileşiklerin ortamda bulunması fotosentez hızını düşürür .
6 – Mineral Miktarı
Mineraller hem biyokimyasal süreçlerde görev yapar hem de fotosentez elemanlarının yapısına katılır . Örneğin ; Mg (magnezyum) klorofilin yapısında bulunur. Fotosentez hızını miktarı en düşük olan mineral belirler .
7 – Ortamın PH değeri
Fotosentez , özellikle ışığa bağımlı olmayan reaksiyonların enzimatik yönü yüksek olduğundan , enzimler de belirli pH aralıklarında çalıştıklarından dolayı ortam pH’ı fotosentez hızını etkiler .